Limited şirketlerde şirketin bir ortak hakkında haklı sebebe dayalı çıkarma davası açabilmesi için öncelikle TTK m. 621/1.h hükmünde öngörülen yeter sayı ile genel kurul kararı alınmış olması gerekir (11. Hukuk Dairesi, 03.12.2020, 2020/1157 E. ve 2020/5689 K.)

“İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre, TTK 640/2 maddesi gereğince ortaklıktan çıkarma kararının limited şirket genel kurulu tarafından alınabileceği, davalının şirketten çıkarılması konusunda alınmış bir ortaklar genel kurul kararının bulunmadığı, söz konusu genel kurul kararının limited şirketler açısından genel kurulun devredilmez yetkileri arasında Devamı…

Limited şirketlerde ortağın haklı sebeple mahkeme kararıyla şirketten çıkarılabilmesi için davanın şirket tarafından açılması gerekmektedir (TTK m. 640/3).

“Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın 640/3 madde ve fıkrasında, limited şirketlerde şirketin istemi üzerine haklı sebebin varlığı halinde ortağın mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkarılmasının düzenlendiği, anılan yasal düzenleme uyarınca şirket ortaklığından çıkarma davasının şirket tarafından açılması gerektiği, taraf sıfatı dava şartı olup, re’sen nazara alınması Devamı…

Yapı Kooperatiflerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayıldığı (12.11.2021 tarihli 2020/2 E, 2021/3 K. Sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı)

Neticeten, 1163 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’de yer alan yasal düzenlemeler ile anılan düzenlemelere ilişkin kanun koyucunun iradesini ortaya koyan gerekçeler nazara alındığında; kooperatiflerin nitelikleri itibariyle ticaret şirketi ve bir ticari işletmenin işletilmesi kriterinden bağımsız olarak tacir oldukları açıktır. Bu açık kanun hükümleri karşısında ticaret siciline tescili zorunlu olan, Devamı…

Yönetmeliğin Kanuna Aykırı Olması Halinde Kanuna Değer Verilerek Uyuşmazlıkların Çözümlenmesi Gerekeceği (22.03.1996 tarihli 1993/5 E, 1996/1 K. Sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı)

“Anayasada kanun çıkarma yetkisi yasama organına verilmiştir. Yasama organı Anayasa çerçevesinde konu ile sınırlı olmaksızın kanun çıkarabilir. Bir başka deyimle kanun, Yasama Organı tarafından yapılan bağımsız bir hukuksal düzenlemedir. Buna karşılık yönetmelik, kanunu açıklayan, kanunun uygulanmasını sağlayan ve kanunu tamamlayan bir idari tasarruftur. Yönetmelikle kanun arasında organik bağ mevcut olup, Devamı…

Havale bir ödeme vasıtasıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.03.2014 tarihli ilamı)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2004/4-362 Esas, 2004/347 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; havale, hukuksal nitelik itibariyle bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olup, bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil) kanıtlamakla Devamı…

Vade farkı-faiz fatura ile belirlenemez (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu 2001/1 Esas ve 2003/1 Karar sayılı ilamı)

Kurulca; vade farkının mal ve hizmet bedelinin ödenmesi gereken günde ödenmemesi halinde alacağın gecikmesi nedeniyle ulaştığı miktar yani mal veya hizmetin yeni fiyatı olduğu, sonucuna varılmıştır. Bunun gerekçesi de şudur: yukarıda da açıklandığı üzere fatura da olmazsa olmaz beş unsur mevcuttur ve vade farkı bu unsurlar arasında sayılmamıştır. Türk Ticaret Devamı…

Proforma fatura icaptır, alıcının kabulü ile sözleşme tamamlanmış olur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.01.2018 tarihli ilamı)

Sonuç olarak somut olay bakımından, icap (=öneri) niteliğinde sayılan proforma faturada yazılı mal bedelinin alıcı tarafça tümden ve peşinen ödenmesi ile sözleşmenin kurulmuş sayılacağı, bunun üzerine kısım kısım mal teslimi yapan satıcının proforma faturada gösterilen birim değerden fazla tutarlarla düzenlediği faturaların itiraz edilmeyerek ticari defterlere kaydı ile sözleşmenin bu yeni Devamı…

Alacak borç ilişkilerinde eposta yazışmalarının belge niteliği taşıdığı (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2020 tarihli ilamı)

HMK’nun 199. maddesinde “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” yazılıdır. Bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir. O halde, Devamı…

CMR m. 27 uygulanacak temerrüt faiz oranı (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2019 tarihli ilamı)

“CMR.’nin 27/1. maddesinde, hak sahibine ödenecek tazminat için yılda % 5 üzerinden temerrüt faizi hesap edileceğinin hükme bağlandığı, dava konusu alacağın döviz cinsinden ve 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesinde yazılı oranda temerrüt faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, mahkemece hükmedilen alacağa yıllık %5 oranını geçmemek üzere 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesinde yazılı oranda temerrüt faizi yürütülmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesinde yazılı oranda temerrüt faizine hükmedilmesinin doğru Devamı…